21 Haziran 2014 Cumartesi

iztuzundan öteye giderim yala yale....:))

Ertesi gün tanıştığım rotvyadır.. Acaip datlı ya!! :))
Gece ormanda yattım. Tulumumda çadırımı kurmaya üşendim. Bi de yıldız izleyerek uyumak gibisi yok arkadaş. Gece geç saate acayip bir sesle uyandım. Homurtu gibiydi. Önce kımıldamadım. Sonra yavaşça kafamı kaldırıp baktım dayanamayıp. Birde ne göriim. 4 adet yaban domuzu. Onlarda durdu bana baktılar. Sonra az ilerdeki çöp torbamı koklayıp yollarına devam ettiler. Nasıl tırstım nasıl anlatamam. HAhahahh... Ertesi gün çadırı seve seve kurdum onlarda çadırın etrafında dolanıp gittiler. :))
Ha bu arada bir kafemiz var sahilde fiyatlar makul. Wc ve duşlar.vs. ....
Ayranla şansımı deniyorum:)
Bu plajın çıkışında bayağı uzun süre otostop çekiyorum. En sonunda hollandalılar alıyor beni ana, kız, oğul :) Hoşsohbetler. O bob dalyannın olduğu meydana kadar götürüyorlar. Bende ordan hem otostop çekiyorum hem yürüyorum ana yola doğru. Yine saatlerce kimse almadığı gibi yol sorduğum sevgili vatandaşlarımda götlerinden bana özel yol uyduruyorlar yada ilgisizce yanımdan geçip gidiyorlar. İşte size dünyanın gerçek sahiplerinden biri:
Sonra özel servisim geldi aşağı fotodaki gibi :p Hahahhha Eleman başka yer yokmuş gibi tamda benim önüme parkını etti. Üstelik yolu kapadı vs. Markette oyalandı. Dalmak yerine hafif nefes egzersizleri ve kısa bir meditasyonumsuyla beni ana yola bırakmasını teklif ettim hatta mırın kırın edince ısrara ettim. en sonundada ikna ettim ki kafama koyarsam ikna edemeyeceğim insan yoktur. Lakin adam kendi duraklarına kadar götürdü bi 500 metre daha gidipte anayola bırakamadı. işte ben olsam neyse....
Ana yola yürüdüm. Başladım çekmeye. Bu arada yanıma bir çocuk dadandı. Bende çekicem diyo. Oralarda oturuyormuş. Neyse biraz muhabbet ettik onla. Bak dedim böyle olmayacak sen biraz ilerde çek iyice tuhaf bi ikili oluyoruz. Maksadı geyik olsun tabii ama bende yol kat etmeliyim. 1-2 saate bir ingiliz durdu bu kez. Bir yer dedi ama unuttum gittiği yeri. Köyceğize bir uğradık bu arada. Göl burası:)
Bir tesis var orda. Makul fiyatlı. İçkili. Az ilerde otelide var. Ayrıca yakında kamping alanı da varmış. Gölün suyu kirli değil ama dibi görünmüyor. Soğuk tabii. Yüzdük biraz.
Yola koyulduk yine ardından. Ha bu arada arabayla gelmiş buraya geze geze. Avrupalı olmak başka bir şey yaa. Ben onu yaşında il dışına gidemiyordum parasızlıktan. :) Hay allam ya...
Ah birde kolumu bir şey soktu. Arı diye ısrar etti iztuzunun güzel hemşiresi ama ben tecrübelerime göre örümcekti :))
Her neyse marmaris sapağında indimdiydi sanırım :)) Orda çek dostum çek yok!! Hiçbir hıyar durmuyor. Yarım saatlik yolu 4 -5 saatte aldım yine. Bir içecek firmasının satış elemanları aldı iki marmarisli çocuk. Merkezde sahile bıraktılar beni. Neye uğradığımı şaşırdım!!! O kadar doğadan sonra çıldırmış, azmış kudurmuş bir genç güruh! İçip içip sevilmek, sevişmek sevdasında! Farkındalıksız olmaz tabii bu işler yoksa üzebilir:)
Şu karşılar barlar sokağıymış. Limanda var orda. İnsanlar yayılmışlar sahile gördüğünüz gibi.
Diğer tarafta içmeler tarafı valla aslında bi gidip bakmak istiyordum ama otostoptan ve yerel halkın kaba saba tavırlarından iyice gına geldi. Aradığımı bulamamıştım çünkü açık fikirli iyi insanlar!!!!
Ve buda benim durumum. Valizim az ileride duruyo henüz getirmedim yanıma soracak olursanız:))
Biraz yüzüp çıktım. Duşlar vardı orda bir tanede tuvalet. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra. Yemek yiyim dedim. Ama ne??? Sonra bir jet mikroş gördüm. Alış veriş yaptım domat, peynir, zeytin falan. İngiliz çocukta litrelik meyve suyu görmüştüm. Ondanda aldım. Oturdum kaldırıma yedim. Ha bu arada biraz gitar tıngıtdatıyım dedim. Kendi kendime. Orda kart postal vs. satan eleman çıldırmasın mı? bana yakın çalma gitilerde çal diyo. Para toplamıycam diyorum yok!!! Gerizekalı sempatik gözükecek aslında insanlara haberi yok. Bağırıp çağırıp uzaklaşıyorum yanından. İçmeler tarafına doğru yürüyorum. Ama çadırlık yer yok. Sorduğum bir kaç yerli her zamanki gibi pis adi yaratıklar yardımdan iyilikten haberleri yok. Biri çadır kurmadan sahilde yatabilirsin diyor. Neyse epey yoruluyorum. Bir bakıyorum sahile bir aile hasır sermiş üstünde takılıyorlar çoluk çocuk. Bende yakınlarına yerleşiyorum. Bir süre sonra yakınlaşıyoruz. Çiğdem ikram ediyorlar. İzmirden gelmişler ama kalıcak uygun yer bulamamışlar. Her yer doluymuş. Bodrumda aynı durumdaymış vs. Epey muhabbet ettik. içtik. Bu arada çocukları arabaya götürdüler uyusunlar diye ama olmadı. Neyse Bende çadırımı vs. onlara verdim ailecek orada uyudular. Bizde adamın kardeşi ile arabada uyuduk 3-4 saat ancak işte. Sabah erkenden gitti onlar ben az yüzüp öle çıktım yola!!!
Fotoğraf makinamın beyaz ayarına ne oldu anlamadım bir kaç foto çektim bu halde. sonra düzelttim.:)
Bayağ bir yürüyorum. Marmaris şehir içinde. İşte rutin ihtiyaçlar falan. Otostoba başlıyorum yürümeyede devam bu arada bir ademoğlu almıyor saatlerce ve kilometrelerce yürüyorum. En sonunda bir çift duruyor ve diyorlarki: "saatlerdir ordasın biz gittik geldik hala ordasın dayanamadık seni almaya geldik"  Burdan selam olsun onlara. Beni Bodrum-marmaris-akyaka sapağında indiriyorlar.

Bir kaç saat bodruma çekiyorum tık yok. Şekilden şekle giriyorum. YOK YOK YOK!!!
En sonunda vazgeçiyorum. Hatta bir saat falan ağaç altında kestiriyorum bile. Akyaka yoluna girip başlıyorum çekmeye; yok arkadaş sütü bozuk bunların. Hani korkuyolar diycem ama yeri geldimide onlardan dayısı yok. Adamın mına korlar ama iyilik yapmak yok işte hamurlarında.!!! Elemanın birini bakkal çıkışında yakalayıp kendimi zorla akyaka ya bıraktırıyorum resmen.Ahanda çarşısı!!
Çarşıdan aşağı iniyorsunuz. Çayağzına. O ne kalabalık, o ne keşmekeş. Ufacık yere nasıl sığmış bu kadar insan. Azmak çayı diyorlar. Nehrin içlerine doğru durmaksızın tekne turları var. Kimiside teknesini balık lokantasına çevirmiş.
Bir küçük birde limanın arkasında daha büyük sahil var. Ben büyüğü görmedim çayın üstünden geçip küçük sahile ulaştım. Oturup bişeyler yedim.
Küçük sahili ilerisinde ağaçlar vardı orayı gözüme kestirmiş biraz soluklanırken; bir çift geçiyordu önümden; bakıştık; anlaştık:) Benim kestiğim yerde kamp kurmuşlar. Katıldım bende onlara. Bir köşeye çadırımı kurdum.
Her çadır birbirinden bağımsız gelmiş buraya. Burda bir topluluk olmuşlar. Şöyleki. Birde aklı yerinde olmayan kimsesiz olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk vardı. O hep burdaymış.
Bu da manzaram. Karşısı liman, solum deniz sağım sahil.
Gece olunca yaktıkları atesin etrafında toplanalıma bende katılıyorum ama bu deli kardeş gitarımı alıp tehlikeli hareketler yapmaya başlayınca yatıyorum. Ama uyumak ne mümkün. Dır dır dır!!! O ona bu buna; bağıra çağıra...Sabah mal gibi kalkıp yüzüyorum. Lakin deniz belki 100 metre sonra derinleşiyor belki 200 :))
Küçük sahile bakan ve orda bir teknede yaşayan şey abi buda....ıııııı. şey abi.....anaaa adı neydi lan ohoooo:)
İşte bu köprüden atlıye gençler buz gibi tertemiz suya. Bardak bardak içesim geldi. Harika bir suydu ya. 
Alsana su! Çayın içlerine yollar var bak. misss gibi oooh!!
Liman tarafına yürüyorum keşif yapam biraz diye. Ve diğer taratfaki daha büyük, popüler, masraflı plajı görüyorum.
Plajın arka yolundan ilerliyorum. Hep cafe ve bar dolu fiyatlar uçuk. Yolda buna rastlıyorum dili dışarıda uyuyor :)
Büyük plajıda geçince şu çeşit bir kıyı devam ediyor. Bu kıyının arkası piknik alanı. 
Denizin altından soğuk tatlı su fışkırıyo. Mis gibi mis. Plaj suyu  kirli, burası çok daha güzel. Yüzüyom accık:)
Burdan sonra bir gece daha kalıyorum. kamp alanımızda. Aslında bir yaz geçirilir burda ama o gece yeni elemanlar geliyor ateş etrafı muhabbetinde bu kez kavga çıkıyor. Gerçi ben erkenden çadırıma çekiliyorum. Yine huzurlu bir uyku mümkün olmuyor ama. Sabaha kadar bağırış çağırış. Sabah kalkar kalmaz eşyalarımı toplayıp kaçıyorum ordan. :(  İşte yine saatlerce çekiyorum otostop şerersizler vızır vızır geçiyorlar gözümün içine baka baka!! Sonunda benim tipimde bir eleman bodrum sapağına bırakıyor. 1 saat kadar bodrum deniyorum yok. Kuyruğumu bacaklarımın arasına zihnimide ..şaklarımın arasına sıkıştırıp fethiyeye doğru çekmeye başlıyorum otostopu. Neyse birileri duruyor ama dalyan sapağına kadar. Burdada hem yürüyorum hem çekiyorum saatlerce. Hava kararmaya yakın pes ediyorum ve yerel dolmuşla fethiyenin arkadaşın evinin yolunu tutuyorum küfrede küfrede!!! 
Antalya-Manavgat arası pek yakında!!! :))